''Diyanet camiasına atılabilecek en kötü iftiradır''

Kutlu Doğum Haftası tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu haftanın FETÖ tarafından icat edildiğinin iddia edilmesini bir akıl tutulması olduğunu belirterek, ''15 Temmuz gecesinde salalarıyla o ihaneti ve darbeyi bastıran bütün Diyanet camiasına atılabilecek en kötü iftiradır.'' dedi.

''Diyanet camiasına atılabilecek en kötü iftiradır''
22 Nisan 2017 Cumartesi 16:20

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, TRT Haber canlı yayınında Kutlu Doğum Haftasının bu yılki teması olan ‘Hz. Peygamber ve Güven Toplumu’, Kutlu Doğum Haftasına yönelik eleştiriler, Avrupa’da yükselen İslam karşıtlığı, camilere yönelik saldırılar, 15 Temmuz darbe girişiminin İslam’a verdiği zarar ve gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Hz. Peygamberin mevlidinin, Hicri 3. asırdan beri Müslümanların büyük bir coşkuyla kutlamaya başladığı güzel bir gelenek olduğunu, bunun bir ibadet değil ama güzel bir çığır olduğunu kaydetti.

Kutlu Doğum haftasıyla ilgili çıkan tartışmaların yersiz olduğuna dikkat çeken Başkan Görmez, yüz binlerce gencin bu haftada siyer okuduğunu, toplumun her kesiminde bir farkındalık oluşturduğunu bu haftanın bid’at olduğuna yönelik yaklaşımların da doğru olmadığını söyledi;

“Kutlu Doğum Haftası, Diyanet ve İlahiyat Fakültesi hocalarının istişareleriyle, Hz. Peygamberin örnek yaşantısını genç kuşaklara aktarmanın bir yolu olarak ortaya çıkmıştır…”

Kutlu Doğum Haftası, 1989 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı ve İlahiyat Fakültesi hocaları birlikte büyük bir istişare yaparak, toplantılar düzenleyerek, Mustafa Sait Yazıcıoğlu Hocamızın Diyanet İşleri Başkanı olduğu dönemde, Resulü Ekrem’in insanlık için bu kadar önemli olan doğumunu sadece mevlidi şerif okuyarak bir geceyle geçiştirmenin bize yakışmadığını, anmaktan anlamaya nasıl geçileceğini, onun sünnetini, siretini, hayatını, örnek yaşantısını genç kuşaklara, çocuklarımıza, nesillerimize aktarmanın bir yolunu nasıl bulabiliriz? diye üzerinde uzun tartışmalar yapılmış, konuşulmuş bir haftadır.

“Yüz binlerce gencimizin siyer okumasına Peygamberimizin bir hafta boyunca dünyanın her tarafında ‘Emin’ vasfının anlatılmasına hangi akla hizmet ederek ‘bid’at’ denir…”

Bid’at tartışmalarına gelince,  yüz binlerce gencimizin siyer okumasına nasıl bid’at dersiniz? Sevgili Peygamberimizin bir hafta boyunca dünyanın her tarafında ‘Emin’ vasfının anlatılmasına hangi akla hizmet ederek bid’at denir. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Bu ‘bid’at’ kavramı bilhassa son yıllarda coğrafyamızı kasıp kavuran yanlış bir Selefilik anlayışının meydana getirdiği bir düşüncedir.

“Kutlu Doğum Haftasının FETÖ ile ilişkilendirilmesi, 15 Temmuz gecesinde salalarıyla o ihaneti ve darbeyi bastıran bütün Diyanet camiasına atılabilecek en kötü iftiradır…”

Bugün Kutlu Doğum Haftasıyla ilgili ortaya çıkan tartışma bizi çok yaralamıştır. 1964’ten itibaren görev yapan Diyanet İşleri Başkanlarımızın tamamı hayattadır. Bütün bu başkanlarımızı, Diyanet camiasını rencide etmiştir. Çünkü bir bühtandır, bir iftiradır. 15 Temmuz gecesinde salalarıyla o ihaneti ve o darbeyi bastıran bütün Diyanet camiasına atılabilecek en kötü iftiralardan bir tanesidir. Bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir. 15 Temmuz’da topluma bu kötülüğü yapan yapıyla hiçbir ilgisi yoktur.

“Bu haftanın FETÖ tarafından icat edildiğini iddia etmek bir akıl ve idrak tutulmasıdır…”

Şu anda hapishanede olan eski gazete köşe yazarlarından bir tanesinin yazdığı yalan-yanlış bir yazıya dayanarak Diyanet’e, Diyanet İşleri Başkanı’na, bütün Diyanet İşleri Başkanlarımıza bu haftayı başlatan Diyanet İşleri Başkanı’na sormadan, bunların hiçbirisiyle konuşmadan, sadece bir köşe yazarının yalan-yanlış bir beyanına dayanarak bu haftanın FETÖ tarafından icat edildiğini, daha da vahimi, o ihaneti bu topluma yapan insanın doğum gününü kutlamak için bunu kullandıklarını, Diyanet’i de bu yönde emellerine alet ettiklerini iddia etmeyi, sadece bir akıl tutulmasıyla, bir idrak tutulmasıyla izah edebilirim. Bunu kabul etmek asla mümkün değildir.

“Kutlu Doğum Haftasını, Allah’ın emrettiği, vaktini belirlediği ibadetlere benzeterek Miladi’ye göre belirleyin demek bilgi eksikliğidir…” 

Bazı kardeşlerimiz de şöyle soruyorlar, ‘Ramazan ayını da miladi takvime göre sabitleyelim o zaman’ diye. Bu maalesef bir cehalettir. Ramazan ayı Allah’ın emrettiği bir ibadettir. Vaktini Allah belirlemiştir. Namaz vakitlerinin vaktini Cenabı Hak belirlemiştir. Mevlit Kandili ise Resulü Ekrem’in vefatından 3 asır sonra Müslümanların başlattığı güzel bir çığır, güzel bir gelenektir. Dolayısıyla bunu bayramla, Cuma’yla, Ramazan’la, benzetmek bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Çünkü bu taabbudi, dini bir gece değil, bir hafta değil. Bu, Resulü Ekrem’in bu çağa, bu insanlığa getirdiği rahmet mesajlarını toplumun her kesimine ulaştırmak için yapılan ilmi bir faaliyet, ilmi etkinliktir. Bunu siz Nisan ayında da yaparsanız, Mayıs ayında da yaparsanız, Haziran’da da yaparsınız. Sabitlenmesinin sebebi, toplumun bütün kesimlerine ulaşmaktır.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.