Şube Müdürlüğünde Tartışmalı Karar


Alpaslan Fakılı

Alpaslan Fakılı

02 Ekim 2018, 20:44

Şube müdürlüğü yazılı sınav soruları hakkında verilen karar eğitimcileri şaşırttı. Zira iki soru çok açık bir şekilde doğru olduğu halde mahkemenin bu soruları yanlış kabul etmesi yeni bir tartışma yarattı. Bu karara bağlı olarak bakanlığın konuyu enine boyuna düşünmeden sınava girenlerin aleyhine olacak şekilde uygulaması kanuna aykırı bir uygulama olarak yorumlandı.

Bilindiği üzere 1 Nisan 2018 tarihinde yapılan Şube Müdürlüğü yazılı sınavının bazı sorularının yanlış olduğu iddiasıyla açılan davada yerel mahkeme beş sorudan üçünün yanlış olduğuna hükmetti. Ancak soruların cevapları Anayasa ve ilgili Kanunda açık seçik yazılı olduğu için iki sorunun yanlış olduğuna karar verilmesi herkesi şaşırttı.

Bu karara bağlı olarak bakanlığın konuyu detaylı olarak değerlendirmeden ve kanuna aykırı olarak sınava girmiş olanların aleyhine uygulamış olması ise yeni bir mağdur kitlesi yarattı ve bu konuyu içinden çıkılmaz hale soktu.

Nitekim sınav puanlarının yeniden hesaplanması sonucunda iptal edilen soruları yanlış yapmış olanların puanında artış olurken doğru yapmış olanların puanı aynı kaldı. Bir başka ifadeyle soruları doğru yapanlar cezalandırılırken yanlış yapanlar ödüllendirilmiş oldu.

Bu durumda yazılı sınavı kazananların üçte biri mülakata çağrıldığı için mülakata girme konusundaki baraj puan 81,6’dan 84,2’yükseldi.

Buna bağlı olarak puan sıralaması değiştiği için 50 civarında kişi mülakata girme hakkı kazanırken, 350 civarında kişi ise daha önce girmiş olduğu mülakatın geçersiz olacağı yönündeki açıklama ile şoke oldu.

Oysa kamuoyunda belirtilenlere göre daha önce Adalet Bakanlığında örneği yaşanmış olduğu üzere mülakata girmiş olanların haklarını saklı tutmak kaydıyla ilk defa hak kazananların mülakata çağrılmasıyla bu iş kimseyi mağdur etmeden pek ala çözülebilirdi.

İşte Doğru Olduğu Halde Yanlış Kabul Edilen Sorular

B Kitapçığı 25. Soru

I-Milli güvenlik

II-Kamu düzeni

III-Genel sağlık

IV-Genel ahlak
 

TC. Anayasasına göre dernek kurma hürriyeti yukarıdaki sebeplerden hangisiyle sınırlanabilir?
 

  1.         I ve II. B) II ve VI. C) I, II ve III D) I, III ve IV. E) I, II, III ve IV.
     

Doğru cevap: E

Anayasanın İlgili maddesi: Madde 33- Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Yorum: Görüldüğü üzere sorudaki öncüllerin tamamı anayasada açıkça yazılı, bu nedenle E şıkkı tartışmasız doğrudur. Mahkeme bu sorunun ölçme değerlendirme ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yanlış olduğuna karar vermiştir. Bu sorunun ölçme değerlendirme ilkelerine aykırı olmadığını aksine tüm çoktan seçmeli sorularda bu yöntemin kullanıldığını en iyi bilen eğitim camiası ise bu durumu anlamakta zorlanmaktadır.

B Kitapçığı 29. Soru

5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’na göre il ve ilçe idare kurulları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Gerek il gerek ilçe idare kurullarından kuruma dahil olmayan idare şube başkanları kendi idarelerine ait idari ve istişari işlerin görülmesinde üye sıfatıyla çağrılarak o iş hakkında gerekli izahatı verirler, oylamaya katılmazlar.

B) Vali, idare kuruluna başkanlık etmek üzere vali muavinini görevlendirebilir.

C) İdare kurulları idari, istişari ve kazai olmak üzere türlü kararlar alırlar.

D) Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu taraf çoğunluk sayılır.

E) İl idare kuruluna milli eğitim ve hukuk işleri müdürü katılır.

İlgili kanun maddesi: 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu Madde 59-Gerek il gerek ilçe idare kurullarından kuruma dâhil olmıyan idare şubelerinin başkanları kendi idarelerine ait idari ve istişari işlerin görüşülmesinde üye sıfatiyle çağrılarak o iş hakkında gerekli izahatı verir ve oya katılırlar.

Doğru cevap: A

Bu soru hakkındaki Milli Eğitim Bakanlığının değerlendirmesi: “Soruda, il ve ilçe idare kurulları ile ilgili verilen bilgilerden hangisinin yanlış olduğu sorulmuştur. İtiraza konu olan E seçeneğinde, il idare kuruluna katılan millî eğitim ve hukuk işleri müdürü yer almaktadır.

Seçenekteki ifadeden, il idare kurulunun sadece millî eğitim ve hukuk işleri müdüründen oluştuğu anlamı çıkmamaktadır. Kurulun başka üyeleri de vardır ancak seçenekte bu iki üyenin kurula katıldığı belirtilmiştir. Bu hâliyle E seçeneği doğrudur. Madde 59’a göre A seçeneğinin yanlış olduğu açıktır.”

Yorum: Mahkeme bu soruyu da ölçme değerlendirme ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yanlış kabul etmiştir. Oysa açık seçik kanunda oya katılırlar yazıyor, soruda ise katılmazlar yazıyor. Dolayısıyla mahkemenin bu soruya da yanlış karar vermesini eğitimciler anlamakta güçlük çekmektedirler.

Diğer iptal edilen protokol sorusu hakkında ise açık bir mevzuat olmayıp, bu alanda yazılan kitaplara göre doğru ya da yanlış kabul edildiği için mahkemenin takdir hakkı olduğu gerçeğinden hareketle herhangi bir değerlendirme yapmayı uygun bulmuyorum.

Peki şimdi ne olacak?

Bu kadar bariz hatalı bir kararın hukuk devletinde yine hukuk çerçevesinde bir şekilde düzeleceğine öncelikle inanmak istiyoruz. Bu çerçevede halihazırda mağdurların derneğimize ifadelerinden anlaşılan yapılacak işlemleri şu şekilde özetlemek mümkündür:

1. Öncelikle bakanlığa dilekçe vererek karar doğrultusunda yapılan idari işlemin mülakata girmiş olanları mağdur etmeyerek, onları da kapsayacak şekilde uygulanması ve ilk defa mülakat hakkı kazananları mülakata çağırıp atamaları buna göre yapması talep edilecektir. Bu uygulama için bakanlığın yönetmeliğe ek bir madde ekleyerek bir defaya mahsus üçte bir kuralına istisna olarak mülakata girmiş olanların haklarının geçerli olduğu şeklinde bir düzenleme yapmasını sağlamaktır. Bunun için mağdurlar Lider Eğitimci Yazarlar Derneğinden ve üyesi bulundukları sendikalardan da destek istemektedirler.

2. Bakanlık yerel mahkemenin kararına itiraz etmiş ise davaya bakanlığın yanında müdahil olmak ve Bakanlığın Avukatının elini günlendirecek bilgi ve belgelerle temyiz sürecini desteklemek.

3. İdari yargılama usulü kanunu’nun Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü başlıklı 20/B Maddesinin 2. Bendinde belirtilen “ Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalarda verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararları, söz konusu sınava katılan kişilerin lehine sonuç doğuracak şekilde uygulanır.” Hükmüne aykırı olarak adayları mağdur eden bakanlığın uygulamasına bireysel dava açmak.

Sonuç olarak 2013 yılında yapılan yazılı ve sözlü sınav sürecinde dava açanların tamamına yakınının atanarak hem bakanlığı uğraştırdığı hem de dava masrafları sonucunda bakanlığı ciddi zarara uğrattığı dikkate alındığında hem mağdurların idari ve hukuki çerçevede yaptıkları resmi girişimler hem de sendikalar ve derneğimizin girişimleri sonucunda bu defa küçük bir yönetmelik düzenlemesi ile bu sorunu çözüme kavuşturacağı yönündeki beklenti ağır basmaktadır.

Bu çerçevede biz de Lider Eğitimci Yazarlar Derneği olarak tüzüğümüz gereği tüm eğitimcilere olduğu gibi bu süreçte mağdur olan adaylara da her türlü desteği vereceğimizi üyelerimize ve kamuoyuna saygıyla sunarız.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
mülakatzade - 6 yıl önce
teşekkürler haber yaptığınız için.