HANGİ LİSEYİ TERCİH ETMELİ?


Bayram Akyüz

Bayram Akyüz

06 Haziran 2017, 11:26

                2017  yılı 2. Döneminde yapılan TEOG sınavı sonuçlarının açıklanması yanında pek çok tartışmayı da getirdi. Zira sınav sonuçlarına göre yaklaşık 17 bin öğrenci sınavda tüm soruları doğru cevaplandırmıştı. Bu sınav zihinlerde liselere yerleştirme sınavı olarak algılanmaya devam ettiği için de o halde yerleştirme işlemi nasıl olacak sorusu tüm zihinleri işgal etmeye başladı. Sayın Müsteşarımız Yusuf Tekin Bey, bunun bir seçme sınavı olmadığını ve mantıksal kurgusunun okul yazılı sınavları gibi olduğunu ve nasıl okul yazılı sınavlarında soruları tam yapan binlerce öğrenci varsa bu sınavda da böyle bir sonucun olmasının doğal olduğunu belirtti. Evet sınav mantığı açısından bu söylenen çok doğru bir tespitti lakin özü itibariyle de bu sınava göre öğrenciler bir üst eğitim kurumuna yerleştirileceği için kafa karışıklığı ve tartışmalar sürmeye devam etti. Bütün tartışma herkes eşit puan alırsa gözde okullara yapılacak yerleştirmeler nasıl olacak sorusuna yoğunlaştı.

                Ülkemizde hemen her şehrinin  en çok tercih edilen ve öğrencilerin oranın öğrencisi olmak için yarıştığı okulları var. Bu bazen okulun konumundan veya tarihi kimliğinden kimi zaman da akademik başarısından kaynaklanıyor. Şu şekliyle öğrencilerin pek çoğunun tam puan alacak olması ayrıca başarıyı gösteren  öğrencilerin ortaokullardan mezuniyet notlarının neredeyse 100 tam puana yakın olması seçme kriterlerini bir noktadan sonra rastlantısal hale getiriyor. Zira 2016 TEOG yerleştirme kılavuzuna göre puanlarda eşitlik olması halinde üstünlük sıralamasını şu şekilde yapıyor. Ortaöğretime yerleştirmeye esas puanların eşit olması hâlinde, AOSP( Ağırlıklandırılmış  Ortak Sınav Puanı) , eşitliğin devam etmesi hâlinde sırasıyla 8’inci, 7’nci ve 6’ncı sınıflardaki YBP üstünlüğü, eşitliğin devam etmesi hâlinde tercih önceliği, yine eşitliğin devam etmesi hâlinde okula özürsüz devamsızlık yapılan gün sayısının azlığı, bunların da eşit olması hâlinde ise öğrencinin doğum tarihine göre yaşça küçük olanların önceliği dikkate alınarak yerleştirme yapılacaktır.

                Buradan çıkan sonuç ve öngörülenin olması halinde öğrencilerin süreç içerisinde pek ehemmiyet vermedikleri veya sağlık ölüm gibi zarurî durumlarda yapmak durumunda kaldıkları "devamsızlık" ,  birkaç ay veya gün ile yaş faktörü asıl  belirleyici unsur haline geliyor. Bu da daha çok bir rastlantısal durumu başarıdan çok şans faktörünü yüceltiyor.

                Ülkemizin en gözde okulları bu sonuçlara göre alacağı öğrencileri ancak ilave puan imkânı bulabilmiş öğrencilerden seçebilecek. Bunlar:

            Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından gerçekleştirilen uluslararası bilim olimpiyatları ve matematik olimpiyat sınavları ile proje yarışmalarında, ulusal elemelerden geçtikten sonra ülkemizi temsil etme hakkı kazanmış olan öğrencilere, katıldıkları yılın yılsonu başarı puanlarına belirlenen oranda ek puan verilecektir.
Öğrencilerin, TUBİTAK tarafından gerçekleştirilen uluslararası bilim olimpiyatları ve matematik olimpiyat sınavları ile proje yarışmalarına katıldıkları yıla ait yılsonu başarı puanına; yılsonu başarı puanının
– Altın madalya alan veya birinci olanlar için % 10’u,
– Gümüş madalya alan veya ikinci olanlar için % 9’u,
– Bronz madalya alan veya üçüncü olanlar için % 8’i,
– Bu etkinliklere katılanlar için de % 7’si
oranında ek puan eklenir.

Öğrenciler konu ile ilgili belgelerini ve dilekçelerini ders yılı bitimine kadar YEĞİTEK- Ölçme, Değerlendirme ve Yerleştirme Grup Başkanlığında olacak şekilde göndereceklerdir.

şeklinde tanımlanan bilimsel olimpiyatlarda başarı elde etmiş öğrenciler olacaktır.  Bu imkanın da belirli şartlar altında ancak oluşabildiği de hepimizin malumudur. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar ve özel okullarda okuyan öğrenciler bu yarışmalara katılmak için rehber öğretmenler, laboratuar fırsatı vb. gibi  üstünlüklere sahiptirler. Bu özel durum da yine eşitlik ilkesini zedelemektedir. Belki evet çok özel bir başarıdır ama İstanbul'un itibarlı okullarına bu tarz öğrenciler yerleşecektir. Başarılı ama bu fırsatı bulamamış öğrenci bir adım geride kalacaktır. Bu manada son söz olarak çok çalışmadan ortaokulda elde edilen bu başarı ders çeşitliliği ve müfredatı bakımından yoğun bir öğretim olan lise öğreniminde hayal kırıklıklarına sebebiyet vermektedir. Birbirinin devamı olan bu iki kademe bu yönüyle birbiriyle keskin çizgilerle ayrılmış bir durum arz etmektedir. Öğrencinin homojenliğine de olumsuz tesrileri olmaktadır.

                Gelelim başlığımızda ifadesini bulan soruya, evet esası itibariyle liseler aynı tür içersinde birbirlerinden çok da farklı değillerdir. TEOG sınavının mantıksal kurgusunda da bu vardır. Aynı müfredatla ders işleyen aynı usullerle öğretmen istihdam eden okullar birbirlerinden çok fark göstermezler. Fark daha çok algı meselesindedir. Geçmiş deneyimlerimde bir önceki yıl 1 puan fazla ile öğrenci almış diye evinin yanındaki okul yerine 30 km. uzaktaki okulu tercih eden velilerle karşılaştım. Bu şaşılacak bir durumdur. Zira şu mantık daima korunmalıdır ki "Eve en yakın okul en iyi okuldur". O halde doğru tercih bu mantıkla başlanıldığında yerini bulacaktır. Öğrencilerin eve en kolay ulaşabilecekleri okulları tercih etmeleri en doğru seçimdir.  Şu verilerle 10 ile 15 puan fark dahi büyük bir makası ifade etmez. Bu puan aralığındaki öğrenciler birbirlerine eş öğrencilerdir. Öğrencinin yolda zaman kaybetmesine meydan vermeden bu mantalite ile tercihte bulunulmalıdır.  Öğrencilerin ne bekledikleri de önemlidir. Özü itibariyle ülkemizin bilim insanı ihtiyacını karşılamak maksadıyla kurulmuş ve bu maksada yönelik müfredata sahip Fen Liseleri tercih edilirken bu durum gözetilmelidir.

            Bir yabancı dil bilmek bugünün ve yarının en geçerli akçelerindendir. Önünde hazırlık sınıfı bulunan okulumuzu  da  öğrenciler tereddütsüz olarak tavsiye ederim. Proje okulu olması özelliği ile öğretmen kadrosu özenle seçilen ve 2017 yılının akademik başarıların yanı sıra Tubitak ülke derecesi ve Avrupa'da temsil etme başarılarını gösteren okulumuzda öğrencilere her türlü sanat ve spor imkanı da sunulmaktadır. Değerli bir aidiyeti, köklü bir tarihi olan Ankara Atatürk Lisesi okul iklimi ile de öğrencilere önemli yaşam deneyimleri fırsatı sunmaktadır.  Doğru bir lise öğreniminin içinde akademik kaygıların yanı sıra müzik, edebiyat ve spora dair bir eklenti mutlaka olmalıdır. Yabancı dil bilmenin farkı uluslararası yarışmalara katılma ayrıcalığını da sunmaktadır. Böylesi imkanlar öğrencilere yeni kapıları da aralamaktadır. Okulumuza ilk tercihiyle gelen ve ilk 10 öğrenci arasında okulumuza yerleşen öğrencilere hazırlık sınıfı sonunda 3 hafta süren İngilizce yaz okulu Vakfımız tarafından hediye edilmektedir. Okulumuz öğrencilerine her yıl Vakfımız veya öğrencilerin kendi imkanları İngiltere'de yaz dil kursları düzenlenmektedir. Yıl sonunda Üniversitelerle ortak 2 hafta süren dil okulu da okulumuzda sunulmaktadır. 5 alternatifli ikinci yabancı dilin de hazırlık sınıfında haftada 4 saat okutuluyor olması öğrencilere ikinci bir yabancı dili yeterince öğrenme  imkanı da sunmaktadır. Ortaokullardan İngilizce dil seviyesi yüksek olarak gelen öğrenciler okulun başında hazırlık atlama sınavına girerek ülkemizin diğer okullarından daha ileri seviyede İngilizce eğitimi ile öğrenim hayatlarına devam edebilirler. Tüm öğrencilerin gönüllerine göre eğitim alacakları okullara yerleşmesi temennimizdir.  

Bayram Akyüz

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.