Ali Yalçın: Sözleşmeli personel pozisyonunda ayrım gözetilmemeli

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ile birlikte katıldığı Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısında kamu görevlilerinin beklentilerini sıraladı.

Ali Yalçın: Sözleşmeli personel pozisyonunda ayrım gözetilmemeli
30 Mart 2018 Cuma 13:06

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısına katıldı. Toplantıda konuşma yapan Ali Yalçın, kamu personelin beklentilerine değindi. 

Kamu personel sisteminde iş güvencesi ve kadrolu istihdamın kırmızı çizgileri olduğunu dile getiren Yalçın, "İki yılda bir kurulan toplu sözleşme masasını, Mart ve Kasım ayları olmak üzere, yılda iki kez toplanan Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu daha işlevsel ve daha çok çözüm odaklı hâle getirmesini beklediğimiz alt komisyonun her toplantısına katıldık. Böylelikle, kamu yönetiminin etkinliği, kamu hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesi, kamu personelinin haklı beklentilerinin ortak bir çerçeveyle kazanıma dönüştürülmesi bağlamında, katılım noktasında sosyal diyalog fırsatı, katkı noktasında aksiyoner paydaşlık görevimizi yerine getirdik. Biz bu görevimizi yerine getirirken, kamu idaresinin de kamu iradesinin de sonuç üretmesini bekledik. Alt komisyon toplantılarında 3. Dönem Toplu Sözleşmesi’nde mutabakat sağladığımız, siyasi iradenin gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği ve üzerinde çalışmalar yaparak kazanım hâline getirmeyi hüküm altına aldığımız konuların yanı sıra ülkemizde ve dünyadaki yeni gelişmeler, ekonomide yaşanan değişiklikler, döviz kurlarındaki hareketlilik, enflasyonun ürettiği baskı sonucu ürettiğimiz ve sonuçlandırmayı hedeflediğimiz konu başlıklarından bazıları gündeme alınmıştır." diye konuştu. 

4/C’lilerin sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi, memurların kadro derece sınırlandırmalarının kaldırılması, farklı statülerde görev yapan personelin izinlerinin eşitlenmesi, ek göstergelere ilişkin sorunların giderilmesi, ek ödeme kaynaklı sorunların giderilmesi, kadın kamu görevlilerine ilişkin düzenlemeler, kamuya personel alım sisteminde karşılaşılan sorunların giderilmesi, kamuda esnek çalışma, fiili hizmet zammı kapsamının genişletilmesi, emekli ikramiyesine ve maaşına ilişkin mağduriyetlerin giderilmesi konularının belirlendiğini ifade eden Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:

“Saydığımız konu başlıklarından yalnızca 4/C’li personelin statüsüne ilişkin bir düzenleme hayat bulmuş, ancak geçiş yapacak personele yönelik henüz bir uygulama düzenlemesi ortaya konulmamıştır. Memur-Sen’in kuruluşundan bugüne kırmızı çizgisi olan iki unsur, kamu personel sisteminde iş güvencesi ve kadrolu istihdamdır. Bu noktada, biz geçici personel statüsündeki 4/C istihdamını da sözleşmeli personel kapsamında 4/B istihdamını da doğru bulmadığımızı sürekli deklare ettik. İş güvencesi kırmızı çizgimiz derken kastımız ve amacımız, üyelerimizin, kamu görevlilerinin hakkını korumakla sınırlı değil, milletin de hukukunu gözeten bir bakışla bunu söylüyoruz. Kamu personel sistemi iç rekabet odaklı, ayrımcılığa zemin oluşturan hükümlerle donatılmış bir sistem olarak kurgulanamaz. Buna rağmen kamuda taşeron uygulaması, geçici personel statüsünde 4/C kapsamında personel istihdamı süreçlerini yaşadık. Memur-Sen olarak, her iki uygulamaya da itiraz ettik ve her iki uygulamanın da kaldırılması yönünde kapsamlı tekliflerimizi ilettik. Nihayet 3. Dönem Toplu Sözleşmesi’nde yer verdiğimiz hüküm doğrultusunda 4/C statüsü kaldırıldı ve 4/C’li personel 4/B, yani sözleşmeli personel statüsüne alındı. Bunu önemli bir adım fakat tamamlanması gereken bir yaklaşım olarak görüyoruz. Asıl olması gereken, mevcut 4/B’li personel dâhil 4/C’den geçişi yapılanların kadrolu statüye geçişinin sağlanmasıdır. Bu itibarla 4/C’den 4/B’ye geçişi yapılan personelin görev unvanları, pozisyon isimlendirmeleri, özlük, mali ve sosyal hakları daha önce 4/C pozisyonunda görev yapmamış gibi öğrenimlerine, özgeçmişlerine, yeterliliklerine ve kişisel niteliklerine göre hak ve adalet ölçüsü esas alınarak belirlenmeli, bu amaçla yetkili konfederasyonun ve sendikaların ortaklığıyla bir çalışma yürütülmelidir.

Somut adımların hayata geçirilmesini bekliyoruz

Kamu yönetiminin etkinliği, kamu hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesi, kamu personelinin haklı beklentilerinin ortak bir çerçeveyle, sosyal diyalogla kazanıma dönüştürülmesi bağlamında Kamu Personeli Danışma Kurulu’nun yerine getirmesi gereken önemli bir misyonu var. Toplu sözleşme pazarlığını yapmaya ve imzalamaya yetkili öznelerin tamamı bu masada da yer alıyor. Bu itibarla ivedi olarak, Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantılarında dile getirdiğimiz, alt komisyon çalışmalarında belirlenmiş; kadro ve derece yükselmesindeki sınırlamasının kaldırılmasını, sözleşmeli personelin izinlerinin kadrolu personelinki ile eşitlenmesini, ek göstergelere ilişkin ve ek ödemeyle ilgili yaşanan sorunlarda tarafların mutabık kaldığı çözüm noktalarında çalışmaların tamamlanmasını, kamu görevlileri için yenilik doğuracak şekilde somut adımların bu toplantıda hayata geçirilmesini bekliyoruz.

Neler değişmeli, neler geliştirilmeli...

Hükûmet modeli değişikliği, yürütme erkine ilişkin şekil değişikliği kuşkusuz diğer altyapılara, sistemlere de etki edecek. Bunların başında, kamu yönetimi ve kamu personel sistemi yer alıyor. Kamu yönetimi temalı değişikler kamu personel rejiminin yönetiminde değişikliklere neden olacağından sendikalar da değişiklik süreçlerine dâhil edilmelidir. Hâlihazırda, hükûmet sistemi değişikliğine uyum noktasında idari ve siyasi zeminde yürütülen çalışmalar var. Bu çalışmaların varlığından haberdar, konu başlıkları ve içeriğinden ise henüz bilgi sahibi değiliz. Bu yönüyle bu çalışmaları, ön hazırlık, sosyal taraflarla birlikte yürütülecek çalışmalara yönelik veri üretmek gayreti olarak değerlendiriyoruz. Biz, Hükûmet Modeli’ne uyum noktasında 657 sayılı Kanun başta olmak üzere, kamu personel mevzuatında yapılacak çalışmaları; kamu görevlilerine kazandıran, kaygı uyandırmayan, hakları koruyan, haksızlığı sona erdiren süreçler ve fırsatlar zemini olarak görüyoruz. Bu anlamda, neler değişmeli, neler geliştirilmeli, yeni hükümler neler olmalı, bu süreçte masada ve sahada tartışmaya açılmalıdır.

Performansa yönelik değerlendirme ölçütlerine ilişkin bir çalışma varsa şimdiden buna son verilmelidir

Kamu hizmetine girişten kariyer ve liyakat sistemine, görevde yükselme sürecinden atama ve yer değiştirme düzenlemelerine kadar birçok konuyla ilgili her biri farklı bir bakış içeren açıklamalarla bilgi kirliliğine neden olunmadan çalışmaların içeriklerinin bizlerle paylaşılması gerektiğini bir kez daha yineliyoruz. Bununla birlikte, kamu personel sistemi içerisinde kamu görevlisinin performansına yönelik değerlendirme ölçütlerine ilişkin bir çalışma hazırlığı varsa şimdiden buna son verilmesi uyarısında bulunuyoruz. Evden çalışma, yarı zamanlı çalışma gibi istihdam türlerinin, insan temalı kamu hizmet sunumu şeklinde, bize mahsus kurgular üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini de bir kez daha ifade ediyor, uygulamaların diğer statülerde istihdam edilenleri de kapsayacak şekilde düzenlemesini önemsiyoruz.

Giyim ve yemek yardımı

Bizler emeğin finansta daha değerli görülmesini istiyoruz” diyen Yalçın, faize ayrılan paydaki artış oranı ile kamu personeline aktarılacak bütçe kaynağındaki artışın paralel olmasını beklediklerini söyledi. Bir saatlik fazla çalışmanın karşılığında ödenen ücretin çok komik rakamlarda kaldığını dile getiren Yalçın, giyim yardımı tutarları ile yardıma konu giyim malzemesini almanın mümkün olmadığının altını çizen Yalçın, şöyle devam etti: “Yemek yardımından yararlanmanın yemekhane şartına bağlanması kamuya külfet olduğu kadar bu haktan yararlanmanın fiilen imkânsızlığını da beraberinde getirmektedir. Bu duruma da son verilmesi gerekiyor. Yemek yardımına ilişkin bir sıkıntı da Bakanlar Kurulu’nun bir kararı ile yerel yönetimlerde söz konusu olmuştur. Büyük şehirlerde ilin bütün sınırları görev alanına dâhildir ve merkez ya da taşra ayrımı olmaksızın bütün personel yemek yardımı hesabında dikkate alınmaktadır. Bu personelin fiilen görev yaptığı yerde yemekhane yok diye yemek yardımı verilmemesi adaletsizliktir. Bu durum hem personel için sıkıntı doğurmuş hem de yerel ekonomiye yaptığı katkıyı sonlandırmıştır. Bu uygulamanın yeniden hayata geçirilmesi için gerekli düzenlemenin yapılması elzemdir.

Kadın istihdamı

Kadınların çalışma hayatına katılımlarının artırılması için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda süt izni, ebeveynlerin izinlerine ilişkin birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Ancak bu düzenlemelerle ilgili sorunların tamamı ortadan kalkmamıştır.

Devlet memurlarının 25 ila 66 ay arasındaki kreşe giden çocukları için kamu veya özel kreş ayrımı yapılmaksızın çocuk sayısına göre en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 50’sine kadar kreş parası yardımı yapılmalıdır.

Evlenen devlet memurlarına bir defaya mahsus olmak üzere, en yüksek devlet memuru aylığının beş katı tutarında evlilik yardımı yapılmalıdır.

Doğum yapan memurlara verilen ücretli analık izin sürelerinin artırılması ile doğumdan sonra verilen ücretsiz izin sürelerindeki kesenek ve karşılıkları devlet tarafından karşılanmalıdır.

Devlet memuru olarak görev yapan kadınların doğum sonrasında kullandıkları ücretsiz izin süresince kademe ve derece ilerlemesi devam etmelidir.
 
Eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolu özelinde KPDK gündemine taşıdığımız konular

Eğitim çalışanlarına karşı eğitim, öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirler alınmalı

Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet fiillerinin ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesi ve yaptırıma bağlanması noktasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’da, eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması noktasında 1732 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda ve bu türden fiillere maruz kalan eğitim çalışanlarına hukuki destek sağlanması noktasında ise 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de kanuni düzenleme yapılmalıdır.

Öğretmenlerin ek göstergeleri artırılmalı

Eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında öğretmen kadrolarında bulunanların mevcut ek gösterge oranları 600 puan artırılmalıdır.

Kalkınmada öncelikli bölgelerde çalışan öğretmenlere ek tazminat

Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na ekli (IV) sayılı Cetvelde yer alan kalkınmada öncelikli yörelere sürekli görevle atananlara bu yörelerde fiilen çalıştıkları sürece ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının; 1. bölgede görev yapanlara yüzde 10’u, 2. bölgede görev yapanlara yüzde 30’u, 3. bölgede görev yapanlara yüzde 40’ı, 4. bölgede görev yapanlara yüzde 50’si, 5. bölgede görev yapanlara yüzde 60’ı, 6. bölgede görev yapanlara yüzde 75’i, 7. bölgede görev yapanlara yüzde 90’ı oranında ek tazminat ödenmelidir.

Yukarıda yer alanlara ilaveten Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan en yakın il ve ilçe merkezine uzaklığı en az 10 km olan köy ve diğer yerleşim birimlerine sürekli görevle atananlardan 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na ekli (IV) sayılı Cetvelde gösterilen il ve ilçelere bağlı köy ve diğer yerleşim birimlerinde fiilen görev yapanlara ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 25’i, diğer il ve ilçelere bağlı köy ve diğer yerleşim birimlerinde fiilen görev yapanlara ise ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 15’i oranında ek tazminat ayrıca ödenmelidir.

Öğretim yılına hazırlık ödeneği

657 sayılı Kanun’un ek 32. maddesine göre ödenmekte olan öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden öğretmen haricindeki kadrolarında görevli diğer Bakanlık personeli de verilmelidir.

Üniversitelerde çalışan 657 sayılı Kanun’a tabi personele yükseköğretim tazminatı ve geliştirme ödeneği ödenmeli

2914 sayılı Kanun’un 14. maddesi kapsamında ödenmekte olan geliştirme ödeneği ile aynı kanunun ek 3. maddesi kapsamında ödenmekte olan yükseköğretim tazminatı, söz konusu kanun maddesi hükümleri doğrultusunda ve bu hükümlere göre belirlenmiş usul ve esaslara göre üniversiteler ve bağlı birimlerinde 657 sayılı Kanun’a tabi çalışan personele de öğretim görevlilerine verilen oranda ödenmelidir.

Yaygın eğitim kurumlarında nöbet ücreti

Eğitim kurumu türüne bakılmaksızın görev tanımlarında nöbet görevi bulunan ve/veya ilgili mevzuatı gereği nöbet görevi bulunan eğitim kurumlarında görevli bulunanlardan kendilerine nöbet görevi verilen ve bu görevi de fiilen yerine getiren müdür yardımcıları ile öğretmenlere nöbet ücreti ödenmelidir.

Örgün ve yaygın eğitimi destekleme ve yetiştirme kursları kapsamında görev alan yöneticiler

Millî Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında açılan kurslar nedeniyle hafta sonlarında çoğu durumda birden fazla müdür yardımcısı görev aldığı hâlde sadece tek bir müdür yardımcısı için ek ders ücreti ödenmesi, aynı işi yapan çalışanlar arasında eşitsizliğe ve emeğin karşılıksız kalmasına neden olmaktadır. Bu kurslar kapsamında hafta içi mesai saatlerinden sonra ve hafta sonlarında 250 öğrenci sayısı ve katları esas alınmak suretiyle birden fazla eğitim kurumu yöneticisine görev verilir ve bu görevi fiilen yerine getiren bütün yöneticilerden hafta içi mesai saatlerinden sonra görev yapanlara 3 saat, hafta sonlarında görev yapanlara ise 6 saat ek ders ücreti ödenmelidir.

Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında çalışan personelin nöbet ücreti

4. Dönem Toplu Sözleşme hükmüyle Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’ne bağlı yurtlarda çalışan personelin özel ve gece hizmetlerinde geçen çalışma sürelerine karşılık, Yılı Bütçe Kanununa ekli K Cetvelinde kuruma bağlı yurtlarda görev yapan personel için öngörülen fazla çalışma ücretinin üç katı tutarında fazla çalışma ücreti ödenmesi hüküm altına alınmıştır. Bu doğrultuda yurt müdürlüklerinde görev yapan personelin bu kapsamdaki fazla çalışma ücretleri için 2018 mali yılında Maliye Bakanlığı’ndan toplam 6.800.000 saat fazla çalışma ücreti ödenek tahsisi istenilmesine rağmen sadece 3.000.000 saat tahsis edilmiştir. Mevcut iş yükü hesabına göre personel sayısını ve fazla çalışma süresini azaltmak mümkün olmadığına göre bunun anlamı, yapılan fazla çalışmaların yarısından fazlasının karşılığının ödenmeyecek olmasıdır. Bu itibarla Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından talep edilen tutarda fazla çalışma ödeneğinin kuruma verilmesi sağlanmalıdır.

Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı yurtlarda mesai saatleri sonrası görev alan personelin ulaşım sorunları

Servis hizmetinden faydalanamayan yurt personelinin mağduriyet yaşamaması için nöbet ve vardiya değişim saatleri ile servis saatleri arasındaki uyumsuzluk giderilmeli; nöbet ve vardiya değişim saatleri servis saatlerine göre düzenlenmelidir.

İLKSAN üyeliğine dair toplu sözleşme hükmünün İLKSAN ve Millî Eğitim Bakanlığı’nca göz ardı edilmesi

İLKSAN üyeliğinin isteğe bağlı hâle getirilmesine dair toplu sözleşme hükmü, 1.1.2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesine rağmen İLKSAN tarafından zorunlu sandık üyeliğinin anayasaya aykırılığına dair Anayasa Mahkemesi kararı gerekçe gösterilerek toplu sözleşme hükmünün geçersiz olduğu iddiasıyla sandık üyeliğinden ayrılma ve kaynaktan tevkifat yoluyla aidat kesintilerine son verilmesi taleplerinin dikkate alınmayarak kesintilerin devamı noktasında il millî eğitim müdürlüklerine Bakanlık eliyle gereğinin yapılması istemli yazı gönderilmiştir. Toplu sözleşme özerkliğini hiçe sayan ve toplu sözleşmeye/hukuka aykırı bu işlem geri alınmalıdır.

Eğitim kurumu yöneticilerinin sosyal güvenlik mevzuatı ile iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı kapsamında işveren vekili olarak değerlendirilmeleri

Sosyal güvenlik ve iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı çerçevesinde mesleki ve teknik eğitim veren kurumlar başta olmak üzere, eğitim kurumlarının müdürleri, işveren/işveren vekili sayılmakta; bu durumda (işletmelerde mesleki eğitimi bırakan öğrencinin/işletme sahibinin zamanında bilgi vermemesi, çalışma, işe giriş, işten ayrılma ve prim bildirgelerinin zamanında verilmemesi gibi) kendi kusurlarından kaynaklanmayan hâller nedeniyle yüklü miktarda idari para cezalarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Eğitim kurumları müdürlerinin kasten işlenenler hariç olmak üzere, bireysel sorumluluklarını gideren bir düzenleme konusunda SGK ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdinde çalışma yapılmalıdır.

Üniversitelerde görevli 657 sayılı Kanun’a tabi personelin döner sermaye ödemeleri

Bünyesinde ziraat ve veteriner fakülteleri, sivil havacılık yüksekokulu ile atölye ve laboratuvar bulunan yükseköğretim kurumları; ulusal düzeyde açık ve uzaktan öğretim yapan yükseköğretim kurumları ile düzenli döner sermaye geliri olan yükseköğretim kurumlarında üretilen mal ve hizmetlerden elde edilen döner sermaye gelirlerine katkısı olan 657 sayılı Kanun’a tabi olarak istihdam edilen personele, 2547 sayılı Kanun’un 58. maddesinde öngörülen ek ödeme matrahının yüzde 100’ü oranında döner sermaye katkı payı ödenmelidir.

ÖYP araştırma görevlileri ile doktorasını tamamlamış araştırma görevlilerinin atamaları

(a) 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi kapsamına alınan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) araştırma görevlilerinin aynı kanunun 33/a maddesine göre istihdam edilmeleri, (b) Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında ve/veya 2547 sayılı Kanun’un 33/a ve 50/d maddeleri gibi farklı statülere göre atanmış olmalarına rağmen doktoralarını tamamlamış bulunan öğretim elemanları da doktor öğretim görevlisi kadrolarına atanmalıdır.

Üniversite genel sekreter yardımcıları ile üniversite sekreterlerinin ek göstergeleri

Üniversite genel sekreter yardımcılarının 657 sayılı Kanun’un 43. maddesi kapsamında ek göstergeleri 3600 olarak uygulanmalı; üniversitelerde fakülte sekreteri, enstitü sekreteri ve yüksekokul sekreteri kadrolarında görev yapanların ek gösterge rakamları 600 puan artırılmalıdır.

Aylık karşılığı ders yükünün branş ayrımı gözetilmeyerek eşitlenmesi

Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar’ın 5. maddesinin birinci fıkrası kapsamında, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görevli okul öncesi ve sınıf öğretmenleri ile atölye ve laboratuvar öğretmenleri, branş öğretmenleri gibi haftada aylık karşılığı 15 saat ders okutmakla yükümlü tutulmalıdır.

Çağdaş sistemlerde öğretim yükü öğretmenin ders içi ve ders dışı tüm etkinliklerini kapsamakta ve böyle algılanmaktadır. Ülkemiz eğitim sisteminde ise Maliye ve Milli Eğitim bakanlıklarının geleneksel ders kavramına bağlı kaldıkları ve öğretim yükünü bu açıdan değerlendirme eğiliminde oldukları görülmektedir. Bulgular, öğretmenlerin ders dışı öğretim yüklerinin gerçekten ağır olduğunu göstermektedir. Öğretmenlerin branşlarına göre farklı sürelerde aylık karşılığı ders yükümlülüğüne tabi kılınması eşitsizlik teşkil etmektedir. Bu bakımdan, maaş ve ücret karşılığı ders saatlerinde, ders dışı öğretim yükleri de dikkate alınarak, yeni bir düzenleme yapılmalı; bu kapsamda öncelikle aylık karşılığı ders yükü −ders dışı öğretim yükleri dikkate alınarak− asgari ders saatinde tüm öğretmenler açısından eşitlenmelidir.

Eğitim çalışanlarına fiili hizmet zammı verilmeli

Öğretmenlik başta olmak üzere, eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesi için emek sarf eden meslek grupları, yüksek performans gerektiren işler yürütmeleri ve öğretim faaliyetinin yıpratıcı olması göz önüne alınarak eğitim çalışanlarına fiili hizmet zammı verilmelidir.

İkili eğitim yapılan eğitim kurumlarında görevli eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı haricindeki personelin fazla çalışma ücreti

İkili eğitim yapılan eğitim kurumlarında görevli eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı haricindeki personele, haftalık 40 saati aşan çalışmaları karşılığında, Yılı Bütçe Kanununa ekli (K) Cetvelinin III/A-1 maddesinde öngörülen fazla çalışma ücretinin beş katı tutarında fazla çalışma ücreti ödenmelidir.

Yükseköğretim kurumları için merkezi görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları gerçekleştirilmeli

Kamu yükseköğretim kurumlarının tümünü kapsayacak şekilde görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ya da ÖSYM tarafından her iki yılda bir merkezi olarak gerçekleştirilmesi ve yükseköğretim kurumlarının görevde yükselmeye tabi kadrolarına yapılacak atamaların bu sınavların sonuçlarına göre gerçekleştirilmesi yönünde düzenleme yapılmalıdır.

Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü koruma ve güvenlik görevlilerinin kadro değişikliği

22.7.1981 tarihli ve 2495 sayılı (mülga) Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun’a göre Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü koruma ve güvenlik görevlisi kadrolarına alınmış ve halen kurumda çalışan personelden, lisans mezunu olanlar yurt yönetim memurluğu kadrolarına, diğerleri ise memur kadrolarına atanmalıdır.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.