Sözleşmeli personel ilanları ya da sözleşmeli personelin kadroya geçiş serüveni

Sözleşmeli personel kadroya alınacak mı?, Sözleşmeliye kadro ne zaman verilecek? belediyelerdeki Sözleşmeli personel kadroya alınacak mı? detyalar haberde...

Sözleşmeli personel ilanları ya da sözleşmeli personelin kadroya geçiş serüveni
Kamusaati
Kamusaati
13 Eylül 2022 Salı 00:54

Son zamanlarda sözleşmeli personelle ilgili mevzuat düzenlemesinin son aşamaya geldiği yönünde haberler yer almaya başladı. Bu kapsamda bir tarafta mevzuat düzenlemesi yapılırken diğer yandan sözleşmeli personel alım ilanlarının hız kesmeden devam etmesinin ne anlama geldiğini açıklamaya çalışacağız.

Yeni sözleşmeli personel ilanları süreci nasıl etkiler?
Sözleşmeli personel için mevzuat düzenlemesi yapıldığı ve sürecin kısa sürede Meclise geleceği yönündeki açıklamalar sözleşmeli personeli heyecanlandırmıştır. Ancak süreç bu yönde ilerlerken yeni sözleşmeli personel alımlarının hız kesmeden devam etmesi sözleşmeli personelin tamamının kadroya geçirilme yerine belirli süre çalışanların kadroya geçirileceği izlenimi oluşturmuştur. Aksi takdirde mevzuat çalışması devam ederken sözleşmeli personel alım ilanlarının hız kesmeden devam etmesi izah edilemez. Bu durumu personel istihdamındaki politika olmayışı ile de izah edebiliriz ama bunun zayıf bir ihtimal olduğunu düşünüyorum.

Nitekim daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere, 6. dönem toplu sözleşme metninin 52’nci maddesinde yer alan; Kamu kurum ve kuruluşlarının görüşü alınarak, sözleşmeli personel mevzuatında düzenleme yapılması suretiyle sözleşmeli personelin statülerinin yeniden belirlenmesine ilişkin çalışmanın, yetkili konfederasyonun katkı ve katılımıyla 2022 yılı içerisinde tamamlanacağı ifadesi gereğince sözleşmeli personelin tamamına kadro verilmesi yerine belirli şartları yerine gerilenlerin kadroya geçirilmesi yönünde bir düzenleme yapılacağı kuvvetlenmektedir. Aksi takdirde yeni sözleşmeli personel alımına son sürat devam edilmezdi.

Kadro verilmesi dışındaki seçenekler çözüm olmaz
Toplu sözleşme metninde yer alan ifade sözleşmeli personelin statülerinin yeniden belirlenmesine ilişkin çalışma yapılacağına ilişkindir. Ancak bu düzenleme yapıldığında sözleşmeli personele belirli bir süre sonra kadro yolu açılmaktadır. Şuan sözleşmeli personelden bazıları belirli bir süre sonra kadroya geçebilmektedir. Böyle olunca da statü farklılığı giderilince ister istemez her sözleşmeli personele belirli bir süre sonra kadroya geçiş hakkı verilecek denilebilir. Haklı olarak kadroya geçiş imkanı olan ancak ciddi sorunlar yaşayan sözleşmeli personel yapılacak düzenlemenin kendilerine nasıl bir fayda sağlayacağını merak etmektedir. Uygulamada ciddi sorunlar yaşandığı içindir ki feryat dinmemektedir. İşte bu personelin sorunlarına nasıl bir çözüm üretileceği üzerinde de kafa yorulması gerekmektedir.

Sonuç olarak sözleşmeli personelin büyük bir kısmı düzenlemeden hiçbir şekilde etkilenmeyecektir denilebilir. Böyle olunca da bütün sözleşmeli personelin doğrudan kadroya geçişinin olacağını şimdiden söylemek zordur. Ancak yapılacak düzenleme belirli bir süre sonra kadroya geçişin yanında başkaca haklar sağlamazsa ciddi bir hayal kırıklığı oluşturacağını söyleyebiliriz. Belirtmek isteriz ki ortaya çıkan kadro beklentisi karşılanmadan sözleşmeli personelin feryadı dinmeyecektir.

Milletvekilleri ticaret veya müteahhitlik yapabilir mi?
Bugünlerde İYİ Parti Samsun Milletvekilinin çocuklarının şirketinin Ankara Büyükşehir Belediyesinden almış olduğu ihale gündemde. Milletvekilleri acaba hangi işleri yapabilir ya da Milletvekilliği ile müteahhitlik bağdaşır mı?

3069 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği İle Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun’un 2’nci maddesinde; “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve özel imkanları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmi veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler.” hükmüne yer verilmiştir.

Yine bu Kanunun 3 üncü maddesinde; “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ayrıca; 2’nci maddede belirtilen kurum ve kuruluşlarda ücret karşılığı iş takipçiliği, komisyonculuk, müşavirlik yapamazlar; Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlar ile zimmet, ihtilas, irtikap, kaçakçılık ve döviz suçları gibi Devletin maddi çıkarlarıyla ilgili davalarda Devlet aleyhine vekil olamazlar; serbest mesleklerini icrada, ferdi işletmelerini idarede milletvekilliği unvanlarını kullanamazlar” hükmüne, 4 üncü maddesinde ise; “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, 2’nci maddede belirtilen kurum ve kuruluşlarda genel sekreter, sekreter veya benzeri herhangi bir nam altında hiçbir yönetim görevi alamazlar. Milletvekilleri, yabancı bir devlet veya milletlerarası bir kuruluş tarafından verilen idari ve siyasi, ücretli herhangi bir işi veya görevi Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararı olmadıkça kabul edemezler” hükmüne yer verilmiştir.

Görüleceği üzere, bu Kanunda kısıtlı bir düzenleme yer almıştır. Ayrıca, başka kanunlarda da bazı kısıtlamalar getirilmiştir. 6197 sayılı Kanunun 17’nci maddesinde; Milletvekili, belediye başkanı, Türk Eczacıları Birliği Başkanlık Divanı üyelerinin bu görevleri devam ettiği müddetçe eczaneye bir mesul müdür atayacağı belirtilmiştir.

Ancak istisnalar dışında tacir veya esnaf olmalarına engel bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle mevzuatla sınırların çok iyi çizilmesi gerekmektedir. Ne kayıt dışına sebep olacak düzenlemeler yapılmalı ne de çok gevşetilmelidir. Sadece şeffaflık ve hesap verilebilirliğin sağlanması sorunu kökten kurutacaktır.

Sonuç olarak bu Kanunun ve diğer kanunların Milletvekillerinin yapamayacağı işlerle ilgili ciddi bir düzenlemeye ihtiyacı vardır. Özellikle birçok kanunda yer alan düzenlemelerin tek bir kanunda yer alması olası sorunları giderecektir. Nitekim İyi Parti Samsun Milletvekilinin Ankara Büyükşehir Belediyesinden ihale almadan önce Şirketinin Yönetim Kurulundan ayrılmış olması tartışmayı bitirmemiştir. Kaldı ki hukuken Şirketinden ayrılması da zorunlu değildi. Ancak bu halde dahi kulak tırmalayan ve halk vicdanında kabul görmeyen bir yanı olduğu görülmektedir. Müteahhitlik yapan bir kişi işi nedeniyle Milletvekilliği sıfatını kapıda bırakarak görüşme yapamaz. Yani etkilenmeme mümkün değildir. Dolayısıyla milletvekilliği sıfatı bulunan kişilerin özel işlerinin olumlu veya olumsuz olarak milletvekilliğinden etkilenmemesi mümkün değildir. Özetle rahmetli Menderesin oğluna söylediği “oğlum sen ticaretten anlamazsın, ticarette beni alır beni satarsın” veciz sözü unutulmamalıdır.

En hafifinden milletvekilinin şirketinden ayrılmış olsa da çocuklarının yöneticisi olduğu bir şirketin kendi siyasi etkisinde bulunan/bulunma ihtimali olan bir kurumdan ihale alması siyaseten etik olmadığı anlaşılmaktadır. Böyle olduğu için de tartışma devam etmektedir. Bu nedenle mevzuattaki boşlukların biran önce giderilerek kapsamlı bir düzenleme yapılması gelecek inşası için kaçınılmaz hale gelmiştir.


Kaynak: Kamu Saati Özel
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.