Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme dair soruları yanıtlıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan canlı yayında Veyis Ateş'in sorularını cevaplıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden referandum sürecinde Avrupa ile gerilen ilişkilere, FETÖ ile mücadelede gelinen aşamadan, Türkiye'nin teröre karşı içeride ve dışarıda sürdürdüğü mücadeleye, gündeme ve Türkiye'ye dair tüm merak edilenleri Erdoğan cevaplıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme dair soruları yanıtlıyor
27 Mart 2017 Pazartesi 21:24

"27 Mart 1994'ü hatırlatmanız sebebiyle teşekkür ediyorum ve İstanbul gibi bir güzel şehre, muhteşem şehre 1994'ün 27 Mart'ında belediye başkanı olarak göreve başlamak mutluluk vesilesiydi. İstanbul zor koşullar yaşamış bir şehirdi. CHP'den devraldık. Ve o zaman İBB'nin 2.5 milyar dolar borcu vardı. Sadece finans olayı değil, İstanbul susuzdu, çöp dağları vardı, hava kirliliği vardı. Bizler süratle yoğun bir çalışmayla bir taraftan belediyenin finans yönetimini öncelikle ele aldık. Finans yönetiminin yanında insan yönetimini ele aldık ve tabii insan yönetimiyle finans yönetimi başarılı şekilde ele alınınca süratle mesafe aldık.

İSTANBUL'UN VAR OLAN ZENGİNLİĞİNİ ORTAYA ÇIKARDIK

Aklımda kaldığı kadarıyla o zamanlar doğalgaz İstanbul'un geneline yaygınlaşmış değildi. 50 bin haneye ulaşmıştı ve 'süratle hava kirliliğini çözebilmek için doğalgazı yaygınlaştırmak gerekir' dedik ve ana hatları yaygınlaştırmak için adımlarımızı attık. Vatandaş doğalgaza girmekten çekiniyordu. Maliyetinin yüksek olduğunu düşünüyordu. Biz de 'Hayır bunun maliyeti aslında yüksek değil. Birçok şeyden kazanacaksınız. Evinizin içerisindeki temizlik, her yere onun yaygınlaşması birçok şeyi size geri iade edecek'. Ve vatandaş yaşadıkça anlamaya başladı. Bizler de bu adımı attık ve hava kirliliği, öbür taraftan çöp dağlarını yok etmeye başladık. Ama çöp dağlarını yok ederken şehir içinde belli merkezler kurmak suretiyle o istasyonlarda çöpü topluyor, sonra da şehir dışındaki yok etme merkezlerine götürüyorduk.

ÖNCE TEŞHİS SONRA TEDAVİ

Suda bir sektör oluştu. Nasıl benzin istasyonları varsa su satış istasyonları vardı. Plastik bidonlar o ara ciddi manada yaygınlaşmıştı. Çünkü evde su akmıyor. Bir de şu anda nasıl pet şişelerde su içiyorsak icadı öyle başladı. Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu'nu o zaman İSKİ'nin başına getirmiştim. İSKİ yolsuzluklarla anılmış bir kurumdu. Bizden önce CHP zihniyeti Yalova'dan Kuruçeşme'ye tankerlerle su getirip dağıtacakmış. O getirdiğin su Beşiktaş ilçesine anca yetişir. Suyla birlikte İstanbul'un zenginlikleri meydana çıkmaya başladı. İstanbul'un varolan zenginliği var. Farkında olmayan CHP zihniyeti bunu götüremedi. Şu anda olduğu gibi. Önce konuyu hazmedeceksin. Önce teşhis, sonra tedavi.

16 NİSAN TÜRKİYE'NİN MİLLİ VE YERLİ REFORMU OLACAK

Reformların partisiyiz biz. Reform yapmadığımız an yok ki. Eğitim, sağlık, ulaşım, enerji, gıda ve tarımda aklınıza ne gelirse. Biz devamlı bunlarda reform üstüne reform yapıyoruz. Daha büyüklerinin yapılması için rahat adımlar atılması için 16 Nisan Türkiye'nin milli ve yerli reformu olacaktır. İthal değil. O yüzden Türk tipi başkanlık sistemi ifadesini kullandım. Bunu kanunlarla güçlendireceğiz. İki de bir kararname alıyorlar ağızlarına. Mesele kararname değil.

Özellikle milletvekili sayısı 600'e çıkarılıyor. 550 bize yetmedi mi de 600 oluyor. 450 bize yeterdi gibi ifadeler var. Önemli olan bazı örnekleri vermem lazım. Şu anda bunlar AB üyesi ülkeler. Almanya; 82 milyon nüfus, milletvekili sayısı 667, demek ki milletvekili başına 123 bin kişi. Fransa; 66 milyon nüfus milletvekili sayısı senatoyla birlikte 925, ve burada da 75 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. İspanya; nüfus 44 milyon, fakat İspanya'da milletvekili ve senatör 616 kişi, 64 bin kişiye düşüyor. İtalya; nüfus 60 milyon fakat milletvekili sayısı 952, ve 63 bin kişiye düşüyor. İngiltere; 65 milyon nüfusu var ama orası çok karışık zaten 1449 milletvekili var, 45 bin kişiye bir tane düşüyor. Bize geliyoruz; bizde 80 milyon nüfus 550 milletvekili, 143 bin kişiye bir tane milletvekili düşüyor. Burada temsilde adaletten bahsedebilir miyiz? Bahsedemeyiz. Olabilmesi için bu sayının çoğaltılması lazım. Ama şimdilik 600'ü bu iş için uygun bulduk.

18-25 yaşları arasında parlamentoya girecek gençlerle dinamik bir parlamentoyu hedefliyoruz. Gencimize güveneceğiz. Alacakları paralarla ilgili ifade edilenlerin hepsi yalan. 'Bakkal Mehmet'in çocuğu Meclis'e giremeyecek' lafı yalan. Her parti gençlik kollarında kendisini ispatlamış gençlerle meydana çıkar. Ben AK Parti Genel Başkanı olarak gençlerimle böyle çalıştım. Bu yüzden 30'dan 25'e indirmeyi hedefledim başardık. Şimdi de 25'ten 18'e. O zaman da aynı şeyleri konuşuyordum.

Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri 5 yılda bir yapılacak. İkisi aynı anda beraber yapılacak. Cumhurbaşkanı iki kere seçilecek. Bunları söylüyoruz söylüyoruz adam anlamıyor. Bir, eğer seçilirse iki. Bütün bunlar istikrar ve güven için. İstikrarın olmadığı yerde başarıyı yakalayamayız. Meclis'in Bakanlar Kurulu'na Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi iptal ediliyor. Artık Meclis KHK veremeyecek. Güvenoyu, gensoru kalkıyor. Meclis araştırması genel görüşme, Meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla Meclis'in denetlemesi güçlendiriliyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yetkileri birleştiriliyor. Cumhurbaşkanı hiçbir zaman yüzde 50'nin altında oyla seçilemez. Birinci turda seçilemezse ikinci tura iki kişi kalıyor. O iki kişiden de en fazla oyu alan kimse o seçiliyor. Bu da 50'nin altında yok demektir.

Şu andaki durumda vatana ihanetten Yüce Divan'a gidiyoruz ama şimdi (yeni anayasa ile) vatana ihanetin ötesinde işlenen her suçtan dolayı belirlenen oranlar yakalanırsa Cumhurbaşkanı ve kabine uygulamaları Yüce Divan'a gider. Meclis üye tam sayısının 5'te 3'üyle seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesini isteyebilir. Her iki durumda da Meclis ve Cumhurbaşkanı seçimleri birlikte olur. Bu da istikrarı getirecek. OHAL'i konuştuk. Askeri mahkemeler kaldırılıyor, sadece sivil mahkemeler kalacak. Hakimler ve Savcılar Kurulu2nun üye sayısı 22'den 13'e düşürülüyor. Dört tanesini ben, yedi tanesini feshediliyor dediği parlamento atıyor. O da bunu atarken 5'te 3'le atıyor. İki üye var onlar da kabineden birisi Adalet Bakanı, diğeri Müsteşar. Bir başka adım, cumhurbaşkanı sadece bütçe ile ilgili kanun teklifi var. Meclis'ten çıkmazsa iş uzamasın diye bir önceki yılın bütçe değerlerine uygun olarak TEFE - TÜFE ile ayarlaması yapılır ve devreye girer. Bütçede herhangi bir kesinti olmamalı. Devletin istikrarıyla alakalı bir konudur."

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.