Diyanet Cuma Hutbesi ve Namaz Saatleri 4 Ağustos 2017

Diyanet İşleri Başkanlığı 4 Ağustos Cuma Hutbesi yayımlandı. Bu hafta cuma hutbesi konusu ne? Peki 4 Ağustos 2017 Diyanet Cuma Hutbesi ile ilgili detaylar ve İl-İl Cuma namazı saatleri haberimizde. - 81 İl Cuma Namazı Saatleri...

Diyanet Cuma Hutbesi ve Namaz Saatleri 4 Ağustos 2017
04 Ağustos 2017 Cuma 09:30

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) 4 Ağustos 2017 Cuma Hutbesi yayımlandı. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 4 Ağustos 2017 Cuma günü camilerde okutulacak cuma hutbesini yayımladı. Bu hafta camilerde okutulacak hutbenin konusu Yüce Yaratıcı'ya layık kul almak ile ilgili oldu. Bugünkü Cuma Hutbesinin konusu "Rahman'a Has Kul Olabilmek" olarak Diyanet tarafından belirlendi. 4 Ağustos Diyanet Cuma hutbesi

Milyonlarca müslüman, bu mübarek günde camilere akın edecek. Diyanet İşleri tarafından hazırlanan ve her hafta yenisi yayımlanan Hutbenin bu haftaki konusu açıklandı. 81 ildeki tüm camilerde okutulacak Diyanet Cuma Hutbesi konusu "Rahman'a Has Kul Olabilmek" olarak idrak edilecek.

Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir ve diğer illerin Cuma Namazı vakitleri merak ediliyor. 81 ilin namaz vakitlerine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz. 

4 Ağustos 2017 Cuma namazı Saatlerini öğrenmek için TIKLAYINIZ

RAHMAN’A HAS KUL OLABİLMEK

Aziz Kardeşlerim!

Peygamberimiz (s.a.s) bir gün ashabıyla sohbet ederken müminin sahip olması gereken güzel hasletleri veciz bir benzetmeyle şöyle dile getirdi: “Mümin, bal arısına benzer. Bal arısı gibi hep güzel, temiz, helal şeyler yer. Hep güzel şeyler üretir, hep iyiliklerin peşinden koşar. Hiçbir şeyi ne döker, ne kırar, ne de ifsat eder”1

Aziz Müminler!

Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de mümin kullarından övgüyle söz eder. Onları gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, zihinlerin tahayyül edemediği ebedi nimetlerle müjdeler. Geliniz bugünkü hutbemizde Rahman’ın bu büyük müjdesine mazhar olan has kulların özelliklerine hep birlikte kulak verelim. 

Kardeşlerim!

Rahman’ın has kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler. Asla kibirlenmezler, gururlanmazlar, üstünlük taslamazlar. Zira bilirler ki gerçek üstünlük, Allah’a karşı görev ve sorumluluk bilincine sahip olmaktan geçer. Gurura ve kibre kapılmak, insanlara üstünlük taslamak, kişiyi ancak Allah’ın rahmetinden, rızasından uzaklaştırır. 

Rahman’ın has kulları, dünya ve âhiretlerine faydası olmayan boş söz, tavır ve tutumlardan kaçınırlar. Cahillerin, kendini bilmezlerin sataşmasına aldırış etmezler. “Selam” diyerek geçip giderler. Zira bilirler ki haddi aşmak, küstahlık ve hoyratlık etmek, mümince bir tavır ve tutum değildir. Mümine yakışan, ölçülü ve saygılı davranmaktır; basiretli ve ferasetli olmaktır; itidalden ayrılmamaktır. Onun bu konudaki hayat ölçüsü, Peygamberimiz (s.a.s)’in şu uyarısıdır: “Mümin, insanları karalayan, lânet eden, kaba ve kötü sözlü, hayâsız birisi olamaz.”2 

Kıymetli Kardeşlerim!

Rahman’ın has kulları, Allah’a gönülden teslim olanlardır. Bu teslimiyetin en belirgin tezahürü, gecenin sessizliğinde huşuyla kapandıkları secdelerdir. Onların imanlarına olan sadakatlerinin ifadesi, seherin bereketinde Allah’a ihlas ve samimiyetle arz ettikleri dua ve istiğfarlardır. Onlar, günah işlediklerinde gönülden pişmanlıkla “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır!” şeklinde yakaranlardır. 

Rahman’ın has kulları, ne cimridirler, ne de savurgandırlar. Onlar, tasarruf ve harcamalarında bu ikisi arasında dengeli bir yol takip ederler. Yüce Rabbimizin kendilerine nimet olarak vermiş olduğu sağlığı, vakti, serveti israf etmekten kaçınırlar. İman ederler ki, her nimetin bir gün hesabı sorulacaktır. Onlar, gerektiğinde Allah yolunda hiçbir fedakârlıktan da geri kalmazlar. 

Aziz Kardeşlerim! 

Rahman’ın has kulları, her daim elif gibi dosdoğru olurlar. Sırat-ı müstakimden bir an olsun ayrılmazlar. Allah’tan başka hiçbir varlığa boyun eğmezler. Kulluğu sadece O’na özgü kılarlar. Zihinlerini, gönüllerini hiçbir faniye esir etmezler. Allah’ın haram kıldığı cana kıymazlar. Zinaya bulaşmazlar. İffet ve haysiyetlerine halel getirecek, insan onurunu zedeleyecek davranışlarda bulunmazlar.

Rahman’ın has kulları, günahların en büyüklerinden olan yalancı şahitlikten kaçınırlar. Onlar, zihinlerini yersiz düşüncelerle kirletmezler. Dillerini yalan ve iftirayla zehirli bir ok haline getirmezler. Asılsız sözlere, olumsuz durumlara itibar etmezler. Zira bilirler ki bütün bunlar kötülüğün, fitne ve fesadın kaynağıdır; huzursuzluk ve çöküşün sebebidir. Mümine düşense her şartta hakkı savunmaktır. Her daim doğrunun yanında yer almaktır. Hakikatin tercümanı olmaktır. 

Rahman’ın has kulları, kendilerine Rabblerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler. Hayat kitabımız Kur’an’ı doğru bir şekilde anlamaya, en güzel biçimde yaşamaya çalışırlar. İçinde yaşadığımız kâinatı ve Allah’ın en mükemmel âyeti olan insanı tefekkür ederler. Hayata ve olaylara ibret nazarıyla bakarlar. 

Kıymetli Kardeşlerim! 

Rahman’ın has kulları, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” diye dua ederler. İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklardır. Orada hoş bir şekilde karşılanacaklar ve ebedi kalacaklardır. Orası ne güzel bir duraktır, ne güzel bir konaktır!3 

Ne mutlu Rahmân’a has kul olabilenlere! Ne mutlu yaratılış gaye ve hikmetine uygun yaşayarak Allah’ın rızasını kazananlara! Ne mutlu yolu huzura çıkanlara! Ne 
mutlu fâni âlemi bâki bir kazanca dönüştürenlere! 

1İbn Hanbel, II, 199.
2 Tirmizî, Birr, 48; İbn Hanbel, I, 405.
3 Furkân, 25/63-76.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.