BİZİ BİZE BIRAKIN

    Biz bin yıldan beri bu coğrafyanın insanlarıyla anlaştık, kaynaştık. Türk, Arap, Kürt, Sünni, Alevi, Şii, hep birlikte bir medeniyet kurduk.  Bu medeniyetimizde huzur ve barış içinde yüzyıllardır yaşıyorduk.

    Biz bu topraklara merhameti,  adaleti getirdik. Bu topraklar, bu coğrafya Balkanlar dahil merhamet, adalet, hoşgörü,  kardeşlik ve dayanışma yurdu oldu. Ecdadımız gittiği her yere bu medeni değerleri götürdü.

    Ya siz?

    Açgözlü, doymak bilmeyen gözünüz, ihtiras dolu bencil ruhlarınızı tatmin için, bölgenin kaynaklarını iç etmek için, bölgeye ve dünyanın her yerine kan, gözyaşı, sömürü,  zulüm götürdünüz. İşte sizin medeniyetinizin değerleri ve sonuçları bunlar. Bu doymak bilmeyen ihtiraslarınız yüzünden kaç milyon insanın öldüğünü, kaç milyonunun evlerinden, yurtlarından olduğunu biliyor musunuz?  Nereden bileceksiniz, sizin gözünüzde onlar insan değildi ki…

    Şimdi de Musul’u, Rakka’yı kurtarmaya geldiniz ha... Peki, bu hale kim getirdi? Veya kimin elinden kurtarıyorsunuz?  O şehirleri onlara kim teslim etti?  Teslim ederken şu kadar Müslüman ölsün,  kurtarırken şu kadar Müslüman ölsün hesabı üzerine  sizin medeniyetinize yakışır iğrenç bir oyun. Daha önce de Irak’ı kurtarmaya gelmiştiniz değil mi? Sonuç milyonlarca Müslüman’ın ölümü, yerlerinden yurtlarından olması, Irak’ın üçe bölünmesi… Ne kurtarmaymış. Sevsinler kurtarışınızı!

  Bizim kültürümüz, değerlerimiz Balkanları 400 yıl, bölgemizi yüzyıllarca huzurla, adaletle, sevgiyle, barış içerisinde yönetti. Ne zaman ki zayıf düştük (içerideki işbirlikçilerinizi de kullanarak) tepemize çullandınız ve bölgemizi harap ettiniz. Daha 20 yıl önce kendi içinizde Bosna’da, Srebrenitsa’da yaptıklarınız ortada. 1995’te Srebrenitsa’da kadın, çocuk, yaşlı demeden 8000 insanı dünyanın gözü önünde öldürdünüz.

    Ya Libya, Cezayir?  Sadece Cezayir’de bir buçuk milyon insanı katlettiniz. Mali’de, Çad’da Sudan’da halen yapmaya devam ettikleriniz…

     Bölgemizi, coğrafyamızı yağmalamaya gelmiş medeni canavarlar; sizin medeniyetiniz gittiği yere sömürü, yağma, kan, zulüm götürür; bizim medeniyetimiz ise adalet, huzur, barış götürür.  Artık çekin kirli ellerinizi üzerimizden. Bizi bize bırakın. İçimizdeki işbirlikçileriniz hariç, biz birbirimizle anlaşırız.  Zira sizin Ortadoğu dediğiniz bu mukaddes topraklarda, bu coğrafyada Yunus Emre’lerin, Mevlana’ların, Hacı Bektaş’ların, dahası onların mayasını oluşturan İslam’ın medeniyeti ve değerleri var. Bizi bize bırakın ki kader birliği ettiklerimizle kendi hayatlarımızı yaşayalım.