Zonguldak Şube Başkanı Sadettin Dede'den 'eğitimdeki sorunlara' yönelik açıklama

Zonguldak Eğitim Bir Sen 1 No’lu Şube Başkanı Sadeddin Dede, 2016 - 2017 eğitim öğretim yılının ikinci dönemine başlarken basın açıklaması yaptı.

Zonguldak Şube Başkanı Sadettin Dede'den 'eğitimdeki sorunlara' yönelik açıklama
05 Şubat 2017 Pazar 16:43

Zonguldak Eğitim Bir Sen 1 No’lu Şube Başkanı Sadeddin Dede, basın açıklamasında eğitim öğretim yılının 2. döneminin birçok sorunla birlikte başlayacağını söyledi. En büyük bütçenin Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) ayrıldığını belirten Dede, okullardaki bu sorunları çözmeye yetmediğine vurgu yaptı. 

Eğitimdeki sorunlara yönelik Şube Başkanı Sadeddin Dede'nin basın açıklaması:

"2016/2017 Eğitim Öğretim Yılı okullarda öğretmen açıkları, idareci açıkları, memur ve hizmetli açıklarının yanı sıra okulların yapısal sorunları, gelir sorunları gibi birçok sorunla başladı. Bu tür eksiklerle başlayan eğitim öğretim yılının birinci dönemini tamamladık ve ikinci dönem de 6 şubat pazartesiden itibaren başlayacak.

Öğretmen açıkları uygun bir yöntem olmasa da ücretli çalışan öğretmen alımlarıyla kapatılıyor, bazı okullarda idareci sorunları hala devam ediyor. Yine birçok okulda memur kadroları boş, hizmetli açıkları, İş Kur’dan alınan personellere rağmen bir türlü kapatılamıyor, okullarda temizlik sıkıntıları yaşanmaya devam ediyor. Okulların bu problemlerini çözebilecek ne bütçeleri var nede imkanları.

“Büyük medeniyet kurma ideali ile yola çıkmış bir milletin yarınlarını inşa eden en önemli kurumlar okullardır”, desek abartmış olmayız.  Evet, her zaman her fırsatta vurgulamaya çalışıyoruz. Türkiye, Ak Parti iktidarı ile birlikte eğitimde çok ciddi rakamlarla yatırımlar yaptı. Devletin en büyük bütçesi Millî Eğitime ayrıldı. Ama maalesef Cumhurbaşkanı’nın da söylediği gibi Türkiye eğitimde istediği noktaya gelemedi. Bu durumun yazımızın başında ifade etmeye çalıştığımız sorunlarla beraber birçok önemli sebebi var tabi. Bunlardan en önemlisi, eğitimcilerin problemleridir. Bir Fatih Projesine verilen değer, eğitimcilere, eğitimin liderlerine verilmedikçe Türkiye eğitimde hedeflediği noktaya asla gelemeyecektir.  Türkiye’de eğitimin problemleri  tartışılırken, eğitimcilerin ve eğitim çalışanlarının problemleri hep göz ardı edildi, edilmeye devam ediyor. 

Okul Müdürlerinin sorunları, bu problemlerden sadece bir tanesi. Öncelikle şunu ifade etmeliyim. Tüm devlet daireleri arasında okullar, üvey evlat gibidir. Özellikle ilkokul ve ortaokullar.  Çünkü bu okulların bir bütçesi yok.  Üstelik yardımcı personel istihdamı (hizmetli, memur dahil) devlet daireleri arasında en son sıradadır. Buna, içinde sayısı binleri bulan savunmasız öğrencinin bulunduğu okulların güvenlik sorunları dahil. Türkiye’de bütün devlet dairelerini  gezin, birde okullara uğrayın ve bir karşılaştırma yapın. İşte o zaman , gerçeği göreceksiniz.  Bu kadar problemle mücadele etmek zorunda kalan Okul Müdürleri, artık isyan noktasına geldi. Bir çok okul müdürü istifa ederek öğretmenliğe dönmeyi düşünmeye başladı. Çünkü, Okul Müdürlüğünün hiç bir cazibesi, avantajı,  prestiji kalmadı. O kadar problemde çabası.

Yukarıda bir bölümünü saymaya çalıştığım sıkıntılarla mücadele eden okul müdürleri, kurumlarında en az ek ders ücreti olan kimseler oldu. Nöbet ücretiyle, kurs ücretiyle birlikte, okul müdürünün ücretini ikiye katlayan tablolar ortaya çıktı. Okuldaki bütün faaliyetlerin (nöbet, kurs, egzersiz, temizlik, güvenlik, iş güvenliği, koordinasyon, eğitim yönetimi/planı gibi.....) , kısaca, okulda olup biten her şeyden birinci derecede sorumlu olan kişinin, bu sorumlulukların karşılığında, hak ettiği hiçbir ayrıcalık, veya avantaj yok.   Dünyanın en önemli işini yapan kurumların liderlerinin , bu sessiz çığlığına kulak verelim. Evet dünyanın en önemli işi, çünkü uğrunda hiç bir fedakarlıktan kaçınmadığımız çocuklarımızın geleceğinin inşa edildiği kurumların liderleri, hiçte hak ettikleri yerde değildir.   Özellikle ikili eğitim yapan okulların müdürleri ve müdür yardımcıları, hiçbir kamu çalışanının olmadığı kadar uzun bir mesaiye mahkumlar. Ne yazık ki, bir işletmenin, bir fabrikanın, yöneticileri, müdürleri kadar dahi değeri, meslekî prestiji olmayan bir duruma mahkum edilen EĞİTİMİN LİDERLERİNİN bu sessiz çığlına, veliler olarak, toplum olarak, devlet olarak kulak verelim. Bakınız, çok kısa sürede, atandığı okulun çehresini hızla değiştiren özverili, fedakâr ve genç bir müdürün isyanına kulak verelim. 

  Okulun işleyişinden  haberi olmayanlar; Müdür ne iş yapar? sorusunun cevabını şöyle verir. Odasında oturan, emreden, asan-kesen biri. Ben size müdürün kim olduğunu yazayım.   1. Millî eğitimden yapılan işlerin giderleri için hiç para almadan okulun temizlik, güvenlik, tamir, tadilat, kırtasiye giderleri hizmetli ihtiyacını, okula lazım olan her şeyi, (aidat toplaması yasak olduğu halde) gidermeye başaran,  acayip bir adamdır.   2. Öğrencinin başına bir şey geldiğinde, veli den dayak, küfür, hakaret yiyen, ama karşılık vermeyen  ender bir şahsiyettir.  3.Okulda bütün farklılıklara adaletle yaklaşarak çalışanlar arasında çalışma barışını sağlayan ender bir şahsiyettir.  4.Hafta sonu okula giden tek okul görevlisidir. Gece güvenlik sensörü alarm verdiğinde, okula giden tek görevlidir.   5.İş güvenliği konusunda okulda her şeyden sorumlu tek görevli müdür dür. Onların özverili çabaları her türlü takdirini üstündedir.    BU ÜLKENİN EĞİTİM POLİTİKALARINI UYGULAYAN YEGANE VE KİLİT İSİMDİR. MİLLİ EĞİTİMİN EN ÖNEMLİ UNSURUDUR. BU KADAR İTİBARSIZ YAPMANIN DAYANAĞI NEDİR ?....

Evet genç bir müdürün göz ardı edilmemesi gereken hissiyatını aktardım. Memurlara verilen zammın senenin ilk ayının enflasyonuna kurban edildiği bir dönemde, hakim ve savcılara bir çırpıda adalet ölçeği gözetilmeden 2700 TL maaşlarına zam yapılıyorsa, bu hakim ve savcıları yetiştirenler ve toplumun diğer kesimleri de unutulmamalıdır.

Öğretmenlik bir toplumda en önemli kariyer mesleklerinden biridir. Yaptıkları iş dikkate alındığında toplumun en önemli işlerinden birini icra eden öğretmenler içinde bulundukları maddi problemlerden kurtarılmalıdır. Emekliliği geldiği halde emekli maaşıyla geçinemeyeceğinden dolayı çalışmaya devam etmek zorunda olan bir çok öğretmenin varlığı da unutulmamalıdır.

İçinde bulunduğumuz tüm olumsuzluklardan kurtulup güzel bir eğitim öğretim ortamının oluşturulduğu günlere kavuşmanın özlemiyle yeni eğitim öğretim döneminin hayırlı olmasını diliyorum."
 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.