ERKEN SEÇİM İSTEMEYEN VEKİLLER FETÖCÜ MÜ?

Partilerin esas gündemi şu an erken seçim. Pek dillendirilmese de ufukta bir erken seçim görülüyor. Adaylık kulisleri şimdiden başladı. 

Ak Parti’de bu durum Fetö’yle mücadele ile de alakalı. Herkes, Ak Parti’de neden Fetö temizliği yapılmıyor diye soruyor. 
İşte bu seçim, Ak Parti’deki Fetö operasyonu olarak adlandırılıyor. Parti içersindeki Fetöcüleri önce seçimle temizleyecekler. Ardından hukuki süreç başlatılacak. Şu bir gerçek ki siyasetin bir de ikbal kısmı var. Yeniden aday yapılmayacak kişilerin seçim korkusunu birazcık da olsa anlayabiliriz. 

Ancak bu seçime büsbütün muhalefet eden Ak Partili vekillerin bir kısmı acaba Fetöcü mü diye merak da ediyoruz. 
Çünkü bütün bakanlıklardan ve kamu kurumlarından on binlerce insan atıldı. Ancak hala içerde Fetö kalıntıları olduğunu herkes biliyor.  Bu bürokratları ise orada koruyan siyasiler var. İnşallah bu seçimle o Fetöcülerin koruyucuları da elenmiş olacak.  Ancak parti yönetiminin çok dikkat etmesi gereken hassas bir durum söz konusudur. O da farklı sebeplerle aday gösterilmeyenlerin toplumda ve medyada Fetöcü diye yaftalanıp töhmet altında bırakılması. Böyle bir durum Allah korusun çok büyük bir kul hakkıdır. Ve bu harekete emek verenler için de büyük bir ayıptır.
 
Parti yönetimi, aday gösterilmeyenleri hem seçim çalışmalarında kullanmalı hem de bu kişilerin aday gösterilmeme nedenleri topluma iyi anlatmalıdır. Yeniden aday gösterilmeyenler de küsüp eve gitmek yerine partinin başarısı için çalışmalılar. Aksi halde kendilerini hiç de hak etmedikleri bir şekilde suçlanırken bulabilirler.

Artık iyi bilinmeli ki mevzu a partisi b partisi değil, memleket meselesidir. Milletçe kuşatıldığımız, adı konmamış bir saldırı ve savaşa maruz kaldığımız bu dönemde kişisel ikbalinin peşinde olmak vatan hainliği ile eş değerdir.  

Türkiye’nin yaşamadığı şu an bir tek dış saldırı kaldı. Bazı uzmanların 2017’de böyle bir saldırıyı öngördüklerini biliyoruz.
Açıkçası Suriye’deki sınır ötesi harekât da biraz da bu yurt dışından gelebilecek saldırıya karşı bir tedbir olarak adlandırılmalıdır.

Böyle bir dönemde herkese düşen, mücadelenin lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve hükümet yetkililerine yardımcı olmaktır. Aksi halde “ya devlet başa ya kuzgun leşe”.