Sosyal medya çocuklar üzerinde nasıl kullanılmalı

Sosyal medyanın bebeklikten itibaren nasıl bir kullanıma tabi tutulması gerektiğini Dr. Yankı Yazgan, 'İnternet Ekipler Amiri' Serdar Kuzuloğlu, 'Blogcu Anne' Elif Doğan,'Teknolojik Anneler' Derya Divrikli ve İpek Süer anlattı.

Sosyal medya çocuklar üzerinde nasıl kullanılmalı
25 Mart 2017 Cumartesi 22:17

Teknoloji alanında kendini eğitmiş ve diğer annelere bildiklerini anlatmak üzere Teknolojik Anneler blogunu kuran Derya Divrikli ve İpek Süer, tehlikelere karşı hazırlıklı olmak gerektiğini ve bazı konulara hâkim olmanın önemli olduğunu düşünüyor. “Örneğin son günlerde bir uygulamanın adı sık geçmeye başladıysa hemen araştırıp soruşturmak iyi olur” diyen ikili, teknolojiyi iyisiyle kabul etmenin doğru olduğunu savunuyor.

Anneler 13 yaşına kadar internet kullanımının ortak alanda gerçekleşmesi gerektiğini söylüyor: Çocukları, en azından belli bir yaşa kadar kontrolsüz bir şekilde internet başında yalnız bırakmak doğru değil. Anne, baba çocuğun ne yaptığını görmüyorsa bile onu duymalı.

Her daim tepelerinde belirmek de iyi bir davranış değil. Onlar çocuk/ gençler ve artık sıkılma süreleri de epey kısa. Dolayısıyla başlarına gelebilecekleri konusunda uyarmak gerekiyor. “İnternette tek başına duran çocuklarınıza sohbet ile gelebilecek tehlikeler ile ilgili çok net ve açık dilde konuşmak gerek. Kesinlikle kişisel bilgilerin paylaşılmaması gerektiğini; isim, yaş, adres, okul bilgilerini yazılı ve sözlü paylaşmamasını, bu bilgileri soran olursa size haber vermesini ürkütmeden anlatmalıyız. En ufak bir problemi bile çekinmeden bizlerle paylaşabilecekleri bir ilişki içinde olmamız çok önemli” diyorlar.

‘Biz daha çok okuyorduk, onlar izliyor’

Önceki neslin çocukluğu ile şimdikilerin kıyası ise şöyle: “Biz daha çok okuyorduk, onlar daha çok izliyorlar. Biz bilgi, kitap, oyuna sınırlı şekilde erişebiliyorduk, onlar sınırsızca ulaşabiliyorlar. Nesiller arasındaki farkları o iyiydi, bu kötüydü şeklinde değerlendirmiyoruz. O yüzden her şey kararında iyi. İnternete düşüp içinde kaybolmak ne kadar kötüyse, teknolojiden kendini soyutlayıp tümden reddetmek de bizce o kadar kötü.”

Yaş konusuna gelince, 2 yaşından küçük çocukların internet, TV ya da bilgisayarla karşılaşmasını mümkün olduğunca ertelemeli. Bunun açıklamasını da şöyle yapıyorlar: “Çocuk o yaşlarda her şeyi ellemeli, dokunmalı. Boyutları, şekilleri gözlemlemeli. Soğuk-sıcak, sert-yumuşak, her şeyi keşfetmeli. Bebeğin önüne düz bir ekran ve hızla akan şekiller koyulduğunda cidden kötü bir şey yapılıyor.”

‘İnterneti saatli, dakikalı kullanmak yerine kaliteli kullanmak önemli’

Peki kaç yaşından itibaren, nasıl bir program uygulanmalı? Anne-babaların kararsızlık yaşadığı en önemli nokta bu. Teknolojik Anneler bu konunun uzmanı olmadıklarının altını önemle çiziyor ama katıldıkları seminer ve eğitimlere dayanarak düşüncelerini şöyle paylaşıyor: “Okul öncesi çocukların teknoloji kullanımı günde 30 dakikayı geçmemeli. Öğrenimin ilk dört yılında günde 45 dakikayı, ikinci 4 yılınca günde bir saati geçmemesi ideal, deniyor. Bizim fikrimiz ise, saatli dakikalı hesaplar yerine, interneti gerçekten faydalı işler için kullanıyorsak ve bunu birlikte yapıyorsak, -yani bu işi çocuğumuzla ‘kaliteli vakit’ geçirmeye çevirdiysek-, buna o an karar verilmesi en doğrusu. Biz çocuklarımızla ilgilendikleri konularla ilgili videolar izlemeyi, fotoğraflar aratmayı bazen birlikte oyun oynamayı seviyoruz. Ama bunu abartmıyor ya da bunu çok önemli bir olaymış gibi kullanmıyoruz; gayet sıradan ve anlamlar yüklenmemiş bir olay olunca ‘kıymete binme’ ortadan kalkıyor.”

Çocukların tablet, telefon alışkanlığı edinmesinde ailenin rolüne dair, “Çocuklar gördüklerini birebir kopyalıyor” yorumunda bulunuyor, Teknolojik Anneler. “Anne-baba, evdekiler, elinden telefonu bırakmıyor, akşamları televizyon karşısında kucaklarda laptop veya tablet ile oturuyorlarsa, çocuktan elinde kitapla oturmasını beklemek yersiz olmaz mı?” diyerek, aslında anne-babaların söylediklerinden ziyade yaptıklarına da dikkat etmeleri gerektiğini belirtiyorlar.

‘Her fotoğraf için çocuğun izni alınmalı’

Çocuklarının her anını sosyal medyada paylaşan anne-babaların bu davranışına dair mahremiyet konusuna değinen ikili, çocuğun her anının artık bir teşhire dönmüş olduğunu düşünüyor. “Hele ki çocuğun büyüdüğünde utanacağı, belki de yaşıtları tarafından dalga geçilme ihtimali olan şeyler paylaşılıyorsa bu öncelikle çocuğa yönelik insan hakları ihlali, çocuk istismarı. Özellikle bir yaştan sonra, sosyal medyada kullanılacak her fotoğraf için çocuğun izni alınmalı. Mümkün mertebe, çocuğun güvenliğini riske atacak detayların olmamasına dikkat edilmeli. Mesela çocuğun kreşinin, okulunun isminin görülmemesi, oturulan evin konumunun açık edilmemesi gibi şeylere mutlaka dikkat edilmeli. Ayrıca size o an için şirin ve komik gelebilecek bir paylaşım, yıllar yılı internette kalacak ve hayatı boyunca karşısına çıkacak. Belki ilerde çocuğunuza sürekli sıkıntı çıkaracak.”

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.