Okul başarısızlıkları ve nedenleri

'Okulda öğrencileri başarısızlığa iten nedenler nelerdir', 'Öğrenciler neden başarısız oluyor', 'Zayıf notların nedenleri nelerdir' soruların cevapları haberimizde...

Okul başarısızlıkları ve nedenleri
05 Şubat 2017 Pazar 19:21

Her öğrencinin kendine özgü kişilik yapısı ve yeterliliğinin olduğunu biliyoruz. Bu nedenle öğrencilerde görülen okul başarısızlığının da tek bir nedeni yoktur. Başarısızlığa birçok etken neden olabilmektedir. Bunlardan bir kaçını şu şekilde sıralayabiliriz.
 
            Gerçekçi Amaçların Olmaması: Başarısız insanların genel özelliklerinden birisi, gelecekle ilgili gerçekçi amaçlarının olmamasıdır. Bu tip insanlar geleceği sadece hayallerinde yaşarlar. Gerçekçi amaçları hayallerden ayıran temel özellik; gerçekçi amaçların kişinin kendi kişisel özellikleri doğrultusunda gelecekte neler yapmak istediğine karar vermesi ve bu amaçlara ulaşmak için şimdiden çalışmasıdır. Hayallerde geleceğe yönelik her hangi bir hazırlık  yoktur. Her başarının altında güçlü bir amaç vardır.
 
            Verimli Çalışma ve Öğrenme Yöntemlerini Bilmeme: Başarının artırılmasında çok çalışmak önemli değildir. Önemli olan zamanın etkin ve verimli bir şekilde kullanılması, düzenli bir çalışma alışkanlığının kazanılmasıdır. Belirli bir plan dahilinde çalışmayan öğrenciler, çalışma zamanlarını genellikle sınava birkaç gün kala veya sınav akşamına bırakmaktadır. Derslerin zamanında yapılmamasından dolayı konular birikmekte ve sonuçta derslerden istenen başarı  elde edilememektedir. Sadece sınav akşamı ders çalışıldığında hem konular istenen şekilde anlaşılamamakta, hem de sınav heyecanına neden olmaktadır. Özellikle çalışma alışkanlığı olmayan öğrenciler belirli bir  ders çalışma programı üzerinde çalışmalıdır.   
 
            Başkaları İle Rekabet: Öğrenciyi başarısızlığa iten bir neden de başkaları ile rekabettir. Başkalarıyla rekabet etmek öğrenciyi asıl amacından uzaklaştırmakta ve psikolojik olarak olumsuz yönde etkilemektedir. Bir öğrencinin başarısı diğer öğrencilerin başarısızlığına bağlı değildir. Eğitimin amacı; öğrencinin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda kendini en iyi şekilde yetiştirmesi, kısa ve uzun  vadeli amaçlarına ulaşması, kendine yeter hale gelmesi, içinde bulunduğu topluma ve  zamana  adapte   olabilmesini  sağlamak olmalıdır.
           
            Geçmiş Yıllardaki Bilgilerin Yetersiz Oluşu: Önceden öğrenilen konular yeni öğrenilen benzer konuların öğrenilmesini kolaylaştırır. Örneğin; biyoloji dersinde bitkilerin yapısı konusunun iyi bir şekilde öğrenilmesi, coğrafya dersinden bitki örtüleri konusunu öğrenilmesini kolaylaştırır. Öğrenilen yeni bilgiler diğer bilgilerin öğrenilmesini kolaylaştırır. Sayısal derslerde konular genellikle belirli bir basamak şeklinde öğrenilmektedir. Yeni bir konunun öğrenilmesi için bir önceki konunun en iyi şekilde öğrenilmesi gerekir. Konu tam olarak öğrenilmeden diğer konuya geçildiğinde konunun öğrenilmesi  güçleşmekte veya imkansız hale gelmektedir.
 
            Devamsızlık: Okula düzenli bir şekilde devam edilmesi ile ders başarısı arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Devamsızlıkları fazla olan öğrencilerin okul başarısı da genellikle düşük olmaktadır. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi öğrencini okula devamsızlığı arttıkça okula ve derslere karşı ilgisi azalmaktadır. İkinci neden ise öğrencinin okula gelmediği derslerden faydalanamamasından kaynaklanmaktadır. Unutulmamalıdır ki en kalıcı ve sağlıklı bilgi ders ortamında öğrenilmektedir. 
 
Aşırı Heyecan: Aşırı  heyecanın  bir  çok  nedeni  vardır. Bunlardan bazıları şunlardır.                                                 
           - Planlı ders çalışma alışkanlığının olmaması ve derslere sadece sınav akşamının çalışılması,
           - Hata yaparım korkusu,
           - Olumsuz  çevre  baskıları  ve  düşünceler, (“Sınavı  kazanamazsan herkese rezil oluruz.”, “Senden ne köy olur, ne kasaba.”, “Sınıfı geçemezsen çevrenin yüzüne nasıl bakarız.”, “Bu kafayla bu işi başaramazsın.” vb.)
           - Sınavların ölüm kalım savaşı haline getirilmesi,
           - Sınav sonuçların değerlendirilmesi ile kişiliğin değerlendirilmesinin eş tutulması,
gibi yanlış düşünceler veya zamanında bitirilmeyen işler kişide gerginlik ve heyecana neden olur.
 
            Olumsuz Aile Ortamı: Aile bireylerinden birinin hasta olması, geçim sıkıntısı, aile  üyeleri arasındaki geçimsizlik, aile bireyleri arasındaki iletişim kopukluğu gibi  olumsuzluklar başarıyı olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
 
            Olumsuz Çevre Koşulları: Ergenlik döneminde ki hızlı bedensel ve psikolojik değişmeler, ergenin dengesini olumsuz yönde etkiler. Bu dönemde olumsuz çevre koşulları ve arkadaşlık ilişkileri ergenin bir çok olumsuz alışkanlık edinmesine neden olabilir. Bu alışkanlıklardan bazıları; sigara, içki, kahve alışkanlığı, kişiliğin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek yasak yayınların izlenmesi, ideolojik akımlara katılma, uyuşturucu madde müptelalığı gibi. Bu tür olumsuz alışkanlıklar öğrencinin okuldan soğumasına neden olur. Bu nedenle bu dönemde arkadaş seçimine daha çok dikkat edilmeli ve öğrencinin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek ortamlardan uzak durmalıdır.
 
            Ergenlik Çağı Problemleri: Ergenlik çocuksu tutum ve davranışlarından, yetişkinlik tutum ve davranışlarına adım atıldığı bir dönemdir. Çok yoğun bedensel ve psikolojik değişimin yanında, yetişkinlerinde ergenden beklentileri değişmektedir. Değişimin bu kadar yoğun olması ergenlik dönemindeki kişilerin, uyum sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Bu dönemdeki bedensel değişimin normal bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Ergenden beklenene farklı beklentiler aile bireyleriyle, öğretmenlerle tartışıldıkça azalır ve geçiş dönemine uyum daha kolaylaşır.
 
            Öğrencinin okul başarısızlığı tek bir nedene bağlanmamalı ve sadece çocukta aranmamalıdır. Sorunun çözümünü öğrencide beklemek yerine, anne - baba ve öğretmenin eşgüdümünde çözümler üretilmelidir. Öğrenci merkeze alınmalı, okul başarısızlığına etki eden tüm etkenler irdelenmelidir. En önemli unsurunda bu süreçte anne - baba ve öğretmenin sürecin içerisinde olması gerektiği unutulmamalıdır.   

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Selim - 7 yıl önce
Sorunu sadece öğrencide görmek, çocuğu kaybetmek anlamına gelir.
Avatar
Mustafa - 7 yıl önce
Bu yazıda sorun sadece öğrencide demiyor ki...Aile ortamı, çocuğun başkaları ile kıyasi gibi konular da işlenmiş ki bunlar öğrenci dışı etkenler...
Avatar
Turan - 7 yıl önce
4/C li çalışanlara bu kadar duyarlı davranılmaması, taşeronlarda çalışanlara kadro verilmesi için her konuda her platformda destek verilmesine anlam veremiyorum. Herkese iş güvencesi, devletin çalışma koşulların da işçi işveren ilişkilerinde eşit davranması gerekiğine inanıyorum. Yazılı ve mülakat olmak üzere SINAVLA işe girip 657 ye 4/C statüsüne işe alınan özelleştirme mağdurlarının aile bütünlüğü kalmadı, çocuklarının eğitim hayatı bitti, icralar, intiharlar, psikolojilerinin bozulması ...... gibi birçok sosyal olumsuzluklar yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Bazıları oh olsun derken, bazıları onlar çıkınca bizi işe alacaklar alt söylemleri ile sosyal infialler, çöküşler, aile yok oluşu görmemezlikten gelinmiştir SONUÇ OLARAK YİNE DE İŞ GÜVENCESİ OLMAYAN TAŞERONLAŞMAYA HAYIR DİYORUM. Sizin yazınızda belirtilen çocuklardaki eğitim sorunların da özelleştirme mağdurlarını da dahil ederek adaletli olmaya davet ediyorum...